Yakub aleyhisselâma Azrail aleyhisselâm geliyor. Şimdi, peygamberlerde bir hasâis vardır. Bütün peygamberlerin şu özelliği vardır: Can alıcı melek gelmeden önce izin ister. Kim gelir önce? Önce Cebrail aleyhisselam gelir ve der ki: “Azrail gelmek için izin ister.” Bizim başımıza böyle bir şey gelebilir mi? Gelemez, biz peygamber değiliz. Ama bütün peygamberlerin başına bu gelecektir, gelmiştir. Hadisle sabittir. İhtiyar, seçenek haline bırakılmıştır, buyuruyor Efendimiz aleyhisselâm. Yakub aleyhisselama Azrail aleyhisselam geliyor, diyor ki: “Ben can alıcı melek Azrail’im.” Yakub aleyhisselam diyor ki: “Emaneti almaya mı geldin?” “Hayır, selam vermeye geldim.” diyor. Yakub aleyhisselam şöyle diyor: “Senden bir şey istesem bana bir kolaylık gösterir misin?” “Tabi, buyur Allah’ın Peygamberi.” diyor. “Benim canımı almadan önce bana, bazı işaretler gösterir misin? Bazı işaretler göster ben daha bir temkinli davranayım. Anlayayım ki ölüm yakınlaştı.” “Söz veriyorum sana bazı işaretler göstereceğim.” diyor. Zaman geçiyor, yıllar dönüyor Azrail aleyhisselam çıkageliyor, diyor ki: “Emaneti almaya geldim müsaade var mıdır?” Yakub aleyhisselam diyor ki: “Biz seninle anlaşma yapmadık mı? Bana işaretler verecektin.” “Allah’ın Peygamberi, ben sana üç tane işaret verdim, üç işaret.” “Nedir bu işaretler?” diyor Allah’ın Peygamberi Yakub Nebi. Diyor ki: “Bir, saçların siyahtı ama şimdi bembeyaz oldu.” Bak, burada birçok genç var. Gençlerin bile saçlarında beyazlar çıktı. Ölümün ilk işareti budur. Gidiyorsun hazır ol. Gençliğin gitti. Bak, saçta bir tel beyaz çıktı mı işaret geldi, ilk işaret başladı. Hazreti Ömer radıyallahu anh parayla adam tutmuştu. “Ben halife olduğum sürece sana her gün bir dinar; tek görevin var. Her gün bana geleceksin ve şöyle diyeceksin: ‘Ey Allah Resul’ünün halifesinin halifesi Ya Ömer ölüm var, unutma!’ ” Görev bu. Adamın görevi bu. Bir gün sabah kalkınca bir baktı aynaya; saçına beyaz gelmiş, sakalına beyaz gelmiş. Adama dedi ki: “Görevin bitti. Artık işaretçim geldi. Daha unutmam.” Bu birinci işarettir. Herhangi bir sakalına, saçına, bıyığına beyaz geldi mi kimseye para vermene gerek yok. Gidiyorsun, hazır ol. Temkinli davran. Namazlarda sekte yapma. Kork. Fuhşiyatı terk et. İçkiyi miçkiyi unut, gidiyorsun. “İki, Ey Allah’ın Peygamberi güçlüydün, gençlikte kuvvetliydin. Allah senin gücünü aldı. Bu benim ikinci alametimdir.” Çünkü ihtiyarlıkta güç zayıflar, fiziki gücün düşer, kol kuvvetin düşer, şehvet gücün düşer, görme gücün düşer, işitme gücün düşer, zekâ, hafıza gücün düşer. Bütün güçten düşüyorsun. Bacakların düşüyor, belin düşüyor, her şeyin düşüyor. “Bu, ikinci işaretimdi. Ben sana bunu da verdim.” “Üçüncü işaretim; dimdiktin, dümdüzdün ama şimdi kambur olmuşsun, kambur olmuşsun. Biliyorsun düz durman gerektiğini ama duramıyorsun. Bedenin artık eğiliyor, bükülüyor. İhtiyarlığın en büyük özelliklerinden bir tanesi kambur olmaktır, eğilmektir. Üstadım İhramcızâde Hazretleri nasıl yürürdü? Çok râbıta yapar, çok tesbih çeker, çok zikir çeker, çok murâkabe hâlinde durur, kambur olur. İhtiyar… Eğiliyorsun, bükülüyorsun. Tıpkı bebekken bükülü durduğun gibi. Anne karnında bebek nasıldır, kamburdur, büküktür. Sonra dikleşir, gençlikte dimdik olur. Çok kuvvetlidir sonra tekrar bükülmeye başlar. İhtiyarlıkta bükülür, bükülür ve işi biter. “Ey Allah’ın Peygamberi Yakub Nebi, ben sana bu üç tane işareti verdim. Sen bu işaretten anlamadın mı?” der. Allah’ın Peygamberi Yakub der ki: “Beni Rabbime kavuştur. Beni Rabbime kavuştur.” Önceki meseleyi de bitireyim. Efendimiz aleyhisselama önce Cebrail aleyhisselam geldi ölüm döşeğinde. Hadisi kim rivayet ediyor? Âişe anamız. Cebrail geldi ve şöyle dedi: “İzin var mıdır Azrail geldi emaneti almaya?” Efendimiz aleyhisselam şöyle buyurdu: “İzin vardır, gelsin.” Azrail aleyhisselam geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü, dünyada kalmak mı istersin yoksa Refîk-i A’lâyı mı istersin?” Refîk-i A’lâ, en üst mertebe demektir. Yücelerin yücesi. Efendimiz aleyhisselam başını göğe kaldırıyor ve şöyle diyor: “Refîk-i A’lâ” Âişe anamız diyor ki: “O anda anladım gideceğini. O zamana kadar öleceğine inanmıyordum. Refîk-i A’lâ dediği anda anladım ki Azrail geldi ve gitmeye karar kıldı.” Buna seçme şansı denir. Sadece peygamberlerde vardır. Bizim gibi sıradan kullarda böyle bir seçme şansı olamaz. Karşında bir görürsün dilin tutulur. Azrail geldi, “Kimsin sen kardeşim?” “Ben Azrail” “On dakika müsaade et tövbe namazı kılacağım. On dakika ya.” Yok kardeşim yok. Bu sebeple gelmeden hazırlan. Bak, esnaf arkadaşım anlattı. Trilyonluk dayısı… Trilyonluk, zengin mi zengin adam. Tam parayı köşeye dizmiş, elli yaşına gelmiş, parayı yeme vakti gelmiş. Oğlunu almış yanına, son model bir arabayla bir iş bağlamaya başka bir şehre gidiyor. İşi bağlayamıyor, sinirli bir şekilde arabayla geri dönerken üst kalite bir araba olduğu için hız limitini aşıyor. Hız limitini aştığı için bir tırın altına giriyor. Tır bu adamı 400 metre sürüklüyor ve araba yanıyor. Adam ve çocuğu yanarak ölüyor. 25 yaşında tay gibi çocuk, yanarak ölüyor arabada. Hangimizin garantisi var. Benim şu kadar param var, bana bir şey olmaz hocam. Yok böyle bir şey kardeşim, yok böyle bir şey. En büyük firavunlar gitti sen mi gitmeyeceksin ya. Şu hâlde biz Müslümanların şu son nefese hazır olmamız lazım gelir. Allah Teâlâ hazırlıklı gidenlerden etsin inşallah. (Âmin) Allah’ım, yaratıcım, Rabbim şu Mısır’daki Müslüman mazlum kardeşlerimizi kurtarsın inşallah. (Âmin) Âmin ya Muîn. Onlara zulmeden kâfirlerin dostlarına hidayet etsin. (Âmin) Onların planlarını başlarına çevirsin. (Âmin) Allah’ımız ayette diyor ki: (Ve mekerû ve mekarallâh, vallâhu hayrul mâkirîn) “Onların tuzakları varsa Allah’ın da tuzakları var. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” Rabbim onların tuzaklarını başlarına çevirsin inşallah. (Âmin) Âmin ya Muîn. Velhamdülillahi Rabbil alemin.
Genel
13 Eylül 2021 - 10:00
Ölümden önce üç haberci gelir herkese..
Genel
13 Eylül 2021 - 10:00