Âhireti dünyaya tercih edenlerin idrâki, iştah açan binbir çeşit gıdâyı bilmediği için, elindeki kokulu soğanı en leziz gıdâ zanneden bir çocuğun idrâkinden farksızdır. Fânî dünyayı sonsuz âhirete tercih etmek, uçsuz bucaksız gökyüzünde kanat çırpmak dururken daracık bir kafese koşan zavallı kuşun idraksizliğini paylaşmaktır.Merhum Necip Fâzıl, bu gafleti şöyle hulâsa eder:
Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum;Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum…Hikmet ehli zâtlardan biri şöyle buyurur:
“Dünya altından yapılmış, ama fânî olsa, âhiret de çamurdan ama bâkī olsa, akıllı insan bâkī olanı fânîye tercih eder. Peki durum bunun aksine olur da dünya çamurdan ve fânî, âhiret de altından ve bâkī olursa acaba ne yapmak lâzımdır?!”[1]Şüphesiz ki sâlim bir akıl ve mantığın îcâbı; küçük, basit ve geçici menfaatleri; faydası ebediyyen sürecek büyük kazançlar ile değişmeyi gerekli kılar. Bu sebeple aklı başında her insanın vazifesi; fânî dünyanın câzibesine kapılmaktan sakınıp ebedî olan âhiret saâdetini kazanmaya çalışmak olmalıdır.Hadîs-i şerîfte de, gerçek akıl sahipleri şöyle târif edilir:
“Akıllı (insan), nefsine hâkim olup onu hesâba çekerek ölümden sonrası için çalışandır. Ahmak ise nefsini hevâsına tâbî kıldığı hâlde Allah’tan (âhirette hayır) umandır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459)
AHİRETİ UNUTANLAR AHİRETTE UNUTULURLAR
İşte bir insanın ne kadar akl-ı selîm sahibi olduğu, bu gerçekler ışığında mîzân edilmelidir. Yani fânîyi verip bâkīyi kazanan, akıllı kimsedir. Âhireti unutup dünyaya aldanan, gâfil kimsedir. -Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın ifâdesiyle- başkasının dünyası için âhiretini satan ise câhil ve ahmak kimsedir!.. Zira Allah katında bir sineğin kanadı kadar bile değeri olmayan dünyaya dalarak âhireti unutan kimseye, Allah da değer vermez.Bunun içindir ki Lokman Hakîm de şu tavsiyede bulunmuştur:
“Âhiretin için dünyanı fedâ et, her ikisini de kazanırsın. Dünya için âhiretini fedâ etme, her ikisini de kaybedersin.”Dünya, kemâle erememiş ham nefisler için, su gibi görünen aldatıcı bir seraptan ibârettir. Çocukların heves ettiği bir elma şekeri gibidir ki, dışı tatlı bir renk cümbüşü olsa da, içi ekşi ve çürüktür.
AHİRET İLE İLGİLİ AYETLER
Âyet-i kerîmelerde buyrulur:“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği, ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allâh’ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.” (el-Hadîd, 20)“Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.” (er-Ra‘d, 26)“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenmeden, bir oyundan ibârettir. Âhiret yurduna gelince, şüphe yok ki o, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bilmiş olsalardı.” (el-Ankebût, 64)“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Takvâ sahipleri için âhiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?” (el-En‘âm, 32)“Dünya hayatını âhirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.” (İbrahim, 3)“Bu (azap), onların dünya hayatını âhirete tercih etmelerinden ve Allâh’ın kâfirler topluluğunu aslâ doğru yola iletmeyeceğindendir.” (en-Nahl, 107)“İşte onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir.” (el-Bakara, 86)“Onlara de ki: «Dünya geçimliği azdır. Âhiret, Allâh’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır…»” (en-Nisâ, 77)“Her kim bu çarçabuk geçen dünyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dünyada hemen verir, sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği Cehennem’e sokarız.” (el-İsrâ, 18-19)“Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nîmetlerini) seviyor, âhireti bırakıyorsunuz.” (el-Kıyâme, 20-21)“...Şüphesiz bu dünya hayatı geçici bir eğlencedir. Ama âhiret, gerçekten kalınacak bir yurttur.” (el-Mü’min, 39)